Açıklama
Toprağın derinliklerinde minik bir ayçiçeği tohumu, başını karanlıktan çıkaracağı günü heyecanla bekliyordu. İçinde kocaman bir umut vardı: “Yukarıda arkadaşlarım beni bekliyor olmalı!”
Günler geçti… Yağmur toprağı yumuşattı, güneş tatlı tatlı ısıttı. Ve bir sabah, minik filiz toprağı yararak dışarı çıktı. Nihayet gökyüzüyle buluşmuştu! Ama… etraf sessizdi. Beklediği arkadaşları görünürde yoktu.
Biraz üzülse de başını göğe çevirdiğinde tanıştı ilk dostuyla: Güneş!
Güneş, sıcacık ışıklarıyla ona sarıldı. “Merak etme,” dedi, “daha yolun çok başındasın. Bak, yakında sürprizler seni bekliyor.”
Gerçekten de günler geçtikçe çevresinde renkler çoğaldı. Yanına farklı türlerden neşeli papatyalar açtı. Minik bir tırtıl yapraklarında yürümeye başladı. Bir sabah pembe gelincikler rüzgârla dans ediyordu.
Ayçiçeği şaşkındı ama bir o kadar da mutluydu. Toprağın üstünde beklemediği kadar güzel dostluklar vardı.
Üstelik her biri farklı, her biri kendine özgüydü!